Denizlerin akcigerleri çoklu baski altindaGülseli Kenarli- Akdeniz Koruma Dernegi Yönetim Kurulu Baskani Zafer Kizilkaya:- "Dünyada yapilan arastirmalar dünyada en fazla karbon depolayabilen bitkinin Akdeniz'deki deniz çayiri oldugunu gösteriyor. Yagmur ormanlari 800 gram karbon depolayabilirken deniz çayirlari yagmur ormanlarindan 10 kat daha fazla karbon depolayabiliyor"- "Deniz çayirlarini, hem yukaridan sicaklikla ve kirlilikle; hem de asagidan teknelerin demirleriyle, zincirleriyle inanil

Denizlerin akcigerleri çoklu baski altindaGülseli Kenarli- Akdeniz Koruma Dernegi Yönetim Kurulu Baskani Zafer Kizilkaya:- "Dünyada yapilan arastirmalar dünyada en fazla karbon depolayabilen bitkinin Akdeniz'deki deniz çayiri oldugunu gösteriyor. Yagmur ormanlari 800 gram karbon depolayabilirken deniz çayirlari yagmur ormanlarindan 10 kat daha fazla karbon depolayabiliyor"- "Deniz çayirlarini, hem yukaridan sicaklikla ve kirlilikle; hem de asagidan teknelerin demirleriyle, zincirleriyle inanil

ISTANBUL (AA) - GÜLSELI KENARLI - Akdeniz Koruma Dernegi Yönetim Kurulu Baskani Zafer Kizilkaya, karbon hapsetme özellikleri nedeniyle "denizlerin akcigerleri" seklinde nitelendirilen deniz çayirlarinin, artan sicaklik, kirlilik ve teknelerin faaliyetleri nedeniyle tehdit altinda oldugunu söyledi.

Bu yil "Temiz Deniz, Temiz Dünya" temasiyla kutlanan Türkiye Çevre Haftasi boyunca düzenlenen etkinliklerde vurgulanan konulardan biri denizlerin iklim degisikligiyle olan iliskisi.

Dünyadaki bütün bitki habitatlari içerisinde en fazla karbon depolama kapasitesine sahip olan deniz çayirlari, bu özellikleriyle "denizlerin akcigerleri" olarak adlandirilirken iklim degisikligiyle mücadelede de insanligin en önemli müttefiklerinden biri olarak gösteriliyor.

Deniz çayirlarinin islevi hakkinda AA muhabirine degerlendirmelerde bulunan Akdeniz Koruma Dernegi Yönetim Kurulu Baskani Zafer Kizilkaya, kimi zaman yosunla karistirilan bu canlilarin karadaki çiçekli bitkilerin denizdeki tek temsilcisi oldugunu, çiçek açip tohum attiklarini belirtti.

Akdeniz'deki deniz çayirlarinin, literatürde "Posidonia oceanica" seklinde geçtigini ve baska hiçbir denizde bulunmayan, Akdeniz'e özgü endemik bir tür oldugunu vurgulayan Kizilkaya, bitkinin oksijen ürettigini ve deniz suyundaki ciddi miktarda karbondioksiti hapsettigini anlatti.

Ortalama degerde bir deniz çayirinin bir yilda metrekarede 8 kilogram karbon depolayabildigini ve bunun inanilmaz bir rakam oldugunu dile getiren Kizilkaya, söyle devam etti:

"Dünyada yapilan arastirmalar dünyada en fazla karbon depolayabilen bitkinin Akdeniz'deki deniz çayiri oldugunu gösteriyor. Yagmur ormanlari 800 gram karbon depolayabilirken deniz çayirlari yagmur ormanlarindan 10 kat daha fazla karbon depolayabiliyor. Bu kadar yüksek karbon depolayabilme yetenegi olan bir bitki yarin öbür gün bize karbon piyasasinda da avantaj saglayacak. Bunlari koruyabildigimiz için Türkiye'nin çok ciddi bir mavi karbon envanteri olacak."

Deniz tabanindan itibaren, 0 ila 40 metrede yasayabilen ve saglikli ortamda 50-60 santimetreye kadar uzayan deniz çayirlarinin çok ciddi bir ekosistem servisi oldugunu kaydeden Kizilkaya; yavru baliklarin ve omurgasizlarin deniz çayirlarinda saklanabildigini, mürekkep baliklari ve kalamarlarin yumurtalarini buralara birakabildigini aktardi.

- Sig denizlerde daha çok bulunuyor

Kizilkaya, deniz çayirlarinin Akdeniz'deki popülasyonuna iliskin su rakamlari paylasti:

"Uydu arastirmalariyla Akdeniz'deki 22 ülkenin kiyilarinda toplam 56 bin 783 kilometrekare deniz çayiri tespit edilmis durumda. En fazla Tunus'ta var çünkü etrafindaki denizler çok sig, yaklasik 6 bin 400 kilometrekare deniz çayiri var. Ikinci sirada 3 bin 300 kilometrekareyle Italya var. Daha sonra 2 bin 900 kilometrekareyle Yunanistan, 2 bin kilometrekare ile Hirvatistan geliyor. Türkiye'de bu alan daha az, 740 kilometrekare çünkü Türkiye'nin sig sulari çok fazla degil, çok hizli derinlesiyor ve mevcut kiyi alanlarimizin çogunda ya yerlesim ya da tarimdan dönen sular var."

Akdeniz'deki deniz çayirlarinda son 100 yilda çok ciddi bir azalma görüldügüne dikkati çeken Kizilkaya, "Sehirlere, dere agizlarina yakin yerlerde çok fazla evsel, tarimsal kirlilik denize giriyor ve bu, çok ciddi bir kirlilik yaratiyor, günes isigini kapatiyor. Günes isigi kapandigi zaman karada bir bitki nasil ölüyorsa, deniz de de ölüyor. Daha da kötüsü, teknelerin kullanma suyu veya sintine sularinin denize karismasi. Deniz trafigi ve teknelerin zincir ve demirleri deniz çayirlarina çok ciddi hasar veriyor." diye konustu.

Deniz çayirlarinin iyi korunamadigi yorumunu yapan Kizilkaya, teknelerin demirlemelerine iliskin cezai yaptirimlar olsa da denetim noktasinda sikintilar yasandigini isaret etti.

Kizilkaya, kiyidan 1,5 mile kadar yasak olmasina ragmen 20-30 metre çizgisinde yasadisi trol avciligi yapildigini ve balikçiligin, özellikle de yasadisi seklinin, deniz çayirlarinin tahribatinda çok ciddi bir etkisinin bulundugunu ifade etti.

- "Her metrekaresi çok degerli"

Saglikli deniz çayirlari bulunan alanlarin balikçiliga tamamen kapatilmasi ve buralarda ciddi denetlemeler yapilmasi gerektigine deginen Kizilkaya, artan deniz suyu sicakliklarinin da deniz çayirlarina yönelik bir baska tehdit oldugundan bahsederek "Yaz aylarinda deniz suyu, Akdeniz ve Ege kiyilarimizda 29, yüzeyde 30 dereceye kadar çikiyor. Bir önceki sene Fethiye'de 15 metreye kadar olan deniz çayirlari bembeyaz olarak ölmüstü. Sular isindikça deniz çayirlarini da asagi dogru baskiliyoruz." diye konustu.

Deniz çayirlariyla ilgili çok acil bir eylem planinin uygulanmasi gerektigi görüsünü paylasan Kizilkaya, sözlerini söyle tamamladi:

"Deniz çayirlarini, hem yukaridan sicaklikla ve kirlilikle, hem de asagidan teknelerin demirleriyle, zincirleriyle inanilmaz sekilde tehdit ediyoruz. Deniz çayirlari, hepimizin sarilmasi gereken bitkiler. Su anda bizim kayalarin üzerinde yasayan makroalglerimiz istilaci baliklar tarafindan yenilip tüketildigi için balik yavrularimizin içinde yasayabilecegi alan, deniz çayirlari. Bu yüzden her metrekare deniz çayiri çok ama çok degerli."