Üsküdar Üniversitesi'nden Çanakkale Zaferi degerlendirmesi:Tolga Yanik- Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan: - "Çanakkale ruhunda yer alan bu vatanin kutsal emanet olmasiyla ilgili duyguyu milli bilinç olarak ögrencilere çocuklara ögretmek gerekiyor"

Üsküdar Üniversitesi'nden Çanakkale Zaferi degerlendirmesi:Tolga Yanik- Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan:
- "Çanakkale ruhunda yer alan bu vatanin kutsal emanet olmasiyla ilgili duyguyu milli bilinç olarak ögrencilere çocuklara ögretmek gerekiyor"

ISTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 108'inci yildönümünde birlik ve beraberlik ruhunun önemine iliskin degerlendirmede bulundu.

Üniversite açiklamasinda görüslerine yer verilen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Çanakkale savaslarinin bir yildan fazla sürdügünü belirterek, "18 Mart 1915'te Çanakkale savaslari denizden basladiktan asagi yukari bir ay sonra deniz savaslari bitmek zorunda kaliyor. Fransizlar ve Ingilizlerin güçlü bir donanma ve zirhilardan olusan müthis hazirliklari var. Sanayi devriminin en son gücüne ulasmis bir güç var.

Böyle büyük bir güç durdurulamaz. Bu savastan önce iki tarafta da ciddi psikolojik harekat olmus özellikle Osmanli'dan Yunanistan'a göçen, Türkçe'yi iyi bilen birçok Rumu casus olarak gönderip cephe hakkinda bilgi aliyorlar. Osmanlilar da ayni sekilde psikolojik harekat yürütüyorlar. Bunu özellikle kara savaslarinda yapiyorlar." ifadelerini kullandi.

Itilaf devletlerinin donanmasinin, 18 Mart günü Nusret mayin gemisinin dösedigi mayinlar nedeniyle Çanakkale'yi geçemeyince kara harekatina mecbur kaldigini ve bu durumun Çanakkale savasinin tarihi dönüm noktasi oldugunu aktaran Tarhan, sunlari kaydetti:

"Kara savaslari yaklasik olarak bir seneye yakin sürüyor. Itilaf devletleri onda da basarisiz olup geri dönüyorlar. Kara savaslarinda Mustafa Kemal fazla taninmayan, bilinmeyen bir kurmay albayken Anafartalar'da gösterdigi yüksek basari ile bütün oradaki gösterdigi zekasi ve basarisi Osmanli yönetim camiasinda müthis bir sekilde üne kavusmasini sagliyor. Bir nevi dogum günü oluyor.

Çanakkale savaslarina sorgulayarak yaklasmak gerekir. Çanakkale savaslarinda basarili olduk. Birçok savasta basarili olduk fakat stratejik hedefimiz yanlis oldugu için kazandigimiz bu lokal basarilar, savasi kaybetmemizi engellemedi. Bu nedenle aslinda stratejik hedefin dogru olmasi önemli. Almanya'yla ittifak yapmak için apar topar savasa girmek, burada stratejik hedef yanlismis. Kurmaylar bunu tartisiyorlar. Bu çikarilacak derslerden birisi. Çanakkale savaslari ciddi bir savunma savasi. Bu savunma savasinda Çanakkale’nin ruhu neydi onu bilmek lazim."

- "Adanmislik duygusu Çanakkale ruhunu olusturuyor"

Çanakkale Savasi'nin Osmanli sinirlari dahilinde Anadolu'nun dört bir yani da dahil farkli cografyalardan gelen askerlerin katildigi bir savas oldugunu aktaran Tarhan, "Gelibolu yarimadasinda sehitlige gidenler mezar taslarinda Anadolu’nun her yerinden savasmaya giden askerleri görürler. Idlib'den Suriye'den sehitler var. Bu askerler güçlü silahlari olan düsmana nasil direnebiliyorlar? Çanakkale ruhunu ben üç ana baslikta topluyorum: Ilki sehitligi yüksek makam olarak görüyorlar ve ölümün yüzüne gülebiliyorlar. Bunu Mustafa Kemal çok iyi bildigi için 'Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum' diyor. Bu emir, sehitlik duygusunun asker üzerindeki tesirini gösteriyor." degerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, itilaf devletlerinin çok genis bir alanda kusatma yaptigini vurgulayarak, "Mustafa Kemal sabah erkenden bütün askerleri arkasinda kendisi de ön cephede harekete geçiyor. Karsi taraf uyurken saldiriya geçiyor ve öyle dagitiyor. Onun için bu askeri bir zekadir, taktiktir. Kendisinin ön cephede olmasi çok önemlidir, bütün askeri harekete geçiriyor." ifadelerini kullandi.

Çanakkale ruhunun ikinci özelliginin zalime karsi gelme üçüncüsünün ise vatana adanmislik ruhu oldugunu belirten Tarhan, sunlari kaydetti:

"Bu özelliklerin tümü bizim toplumumuza özgü olmasidir. Zalime hayir deme özelligi bizim toplumda vardir. Karsi tarafin zalim oldugunu gördügünde ölümüne hayir diyebilmek bu bizim sanki genetik kodlarimizda var. Bu duygu da Çanakkale’deki direnme gücünü artirdi ve karsi tarafin zalimligi bu halkta vatani koruyabilme duygusu uyandirdi. Üçüncüsü de vatanin kutsal bir emanet olduguyla ilgili bir adanmislik olmasi. O adanmislik duygusu Çanakkale ruhunu olusturuyor.

Çanakkale ruhunun özellikle genç kusaklara anlatilmasi ve aktarilmasi önemli. Çanakkale ruhunda yer alan bu vatanin kutsal emanet olmasiyla ilgili duyguyu milli bilinç olarak ögrencilere çocuklara ögretmek gerekiyor. Bunun artik farkina varildi yani bütün okullar hemen hemen bu dönemlerde Çanakkale'de sehitligi ziyaret ediyorlar. Bunu yapmalari da gerekir çünkü o günleri hatirlamak ve o günlerin ruhunu da aktarmak gerekiyor. Buna ilkokul çaginda baslamak lazim. Çocuklari Çanakkale'ye götürüp onlara milli bilinç ruhunu, birlik ve beraberlik ruhunu göstermek gerekiyor. Sehitlikte Osmanli imparatorlugunun her yerinden farkli cografyalarindan gelerek bu topraklar için sehit düsen askerleri anlatmak lazim."

- "Çanakkale konusunda toplumun her katmaninda milli bir bilinç var"

Tarhan, Çanakkale ruhunun milli birlik ve beraberlik kavramlarinin da sembolü durumunda oldugunu aktararak, "Bu milli beraberlik ruhunun ilkokuldan baslayarak ögretilmesi gerekiyor. Istanbul’daki genç tibbiyeliler tabip olarak cepheye gidiyorlar ve kinali kuzularin hikayeleri Çanakkale savasinda yaziliyor. Çanakkale'de yasanan ve ögrenilen degerler toplumsal benligimizde olmasi gereken bir sey. Bu degerlerin toplumsal benlikle birlesmesi bizim birlik ve beraberlik duygumuzun olusmasinda etkisi büyük." ifadelerini kullandi.

Milli beraberlik için üç seyin önemli oldugunu belirten Tarhan, su degerlendirmede bulundu:

"Geçmisteki ortak kültür, gelecekle ilgili ortak ülküler ve idealler, su anda yasananlarla ilgili olusan ortak akil. Bu üçü birlikte olursa milli birlik oluyor eger ki geçmisi farkli okursak milli birligi olumsuz etkiliyor. Milli ideallerimiz farkliysa yine yanlis okunuyor. Özellikle Çanakkale konusunda toplumun her katmaninda milli bir bilinç var. Çanakkale zaferi Ingilizlerin karizmasini çizdi. Bu zafer yeni Türkiye'nin dogusunun ön sözü niteligindedir.

Çanakkale zaferi özellikle sömürgecilikle ve anti emperyalist mücadelede çok büyük bir basari. Sadece bizim için degil sömürgeye karsi mücadele veren tüm milletler için de bir sembol. Çanakkale ruhunun bir sembol degeri var. Bütün dünyada zalime dur diyebilmenin, sömürgecilikle mücadele edebilmenin mümkün oldugunun bir kanitidir. Çanakkale ruhu bizim toplum felsefemizi ve halk felsefemizi bozmaya çalisanlara karsi çok güzel bir bagisiklik sistemimizdir.

Bu nedenle Çanakkale Zaferi ve benzer zaferlerin anlatilmasi, toplumsal ortak travmalarin birlikte asilmasi gerekiyor. Osmanli’dan Cumhuriyete geçtik. Biz Osmanli’nin yasini tutamadik. Yasini tutamadigimiz zaman toplumda çözülmemis travma oluyor, toplumda milli birlik olmuyor. Osmanli'ya iliskin konularda da toplumsal mutabakat saglamak milli birlik bilincinin saglanmasinda önem tasiyor."