Türkiye'de ortalama sicakliklar iklim degisikligine bagli olarak artiyorÖzgün Tiran- Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Orman Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Doganay Tolunay: - "Türkiye, 1970-2010 yillari ortalamasina göre 1,4 derece isindi. Eger iklim degisikligine karsi mücadele etmezsek, önlemler almazsak, yüzyil sonuna dogru bu, Türkiye genelinde 5-5,5 derece olabilir hatta Ege, Akdeniz ve Güneydogu Anadolu'da çok daha fazlasi olabilir"

Türkiye'de ortalama sicakliklar iklim degisikligine bagli olarak artiyorÖzgün Tiran- Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Orman Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Doganay Tolunay:
- "Türkiye, 1970-2010 yillari ortalamasina göre 1,4 derece isindi. Eger iklim degisikligine karsi mücadele etmezsek, önlemler almazsak, yüzyil sonuna dogru bu, Türkiye genelinde 5-5,5 derece olabilir hatta Ege, Akdeniz ve Güneydogu Anadolu'da çok daha fazlasi olabilir"

KIRKLARELI (AA) - ÖZGÜN TIRAN - Istanbul Üniversitesi Cerrahpasa Orman Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Doganay Tolunay, "Türkiye, 1970-2010 yillari ortalamasina göre 1,4 derece isindi. Eger iklim degisikligine karsi mücadele etmezsek, önlemler almazsak, yüzyil sonuna dogru bu, Türkiye genelinde 5-5,5 derece olabilir hatta Ege, Akdeniz ve Güneydogu Anadolu'da çok daha fazlasi olabilir." dedi.

Bir konferansa katilmak üzere Kirklareli'ne gelen Tolunay, AA muhabirine, sicakliklarin artmasiyla doganin erken uyandigini, kuslarin göç ettigini söyledi.

Bahar dönemlerinin eskiye nazaran daha kisa yasanmaya basladigini ifade eden Tolunay, "Çünkü hemen ardindan da birdenbire sicak yaz aylarina dogru bir geçis oluyor. Sicakliklar asiri yükseliyor ve o geçis dönemleri, bahar dedigimiz aylarin da süresi kisaliyor." diye konustu.

Tolunay, iklim degisikligine karsin dünyanin topyekun mücadele etmesinin gelecek açisindan çok önemli olduguna vurgu yapti.

Son yarim yüzyilda, iklim degisikliginin Türkiye'de sicak günlerin daha fazla yasanmasina yol açtiginin altini çizen Tolunay, söyle devam etti:

"Türkiye, 1970-2010 yillari ortalamasina göre 1,4 derece isindi. Bu yillarin ortalamasi 12,8 santigrat derece. Eger iklim degisikligine karsi mücadele etmezsek, önlemler almazsak, yüzyil sonuna dogru bu Türkiye genelinde 5 ile 5,5 derece olabilir hatta Ege, Akdeniz ve Güneydogu Anadolu'da çok daha fazlasi olabilir. Iklim degisikligi denizlerden ormanlara, tarimdan daglara, göllere kadar, bütün ekosistemleri, ekosistemler haricinde yine tarim, turizm, sanayi ulasim gibi her sektörü yakindan ilgilendiriyor. Bu nedenle iklim degisikligine karsi önlem almamiz sart."

- Nasil tedbirler alinabilir?

Tolunay, iklim degisikligiyle mücadelede özellikle karbon ayak izinin azaltilmasinin önemli olduguna degindi.

Fosil yakit tüketiminin azaltilmasiyla da iklim degisikliginin önüne geçilebilecegini bildiren Tolunay, söyle devam etti:

"Fosil yakit, yani kömür, dogal petrol gibi ürünlerin tüketimini azaltmak, yenilenebilir enerjiyi çogaltmak gerekiyor. Ormanlari korumamiz lazim çünkü atmosfere verdigimiz ve küresel isinmaya neden olan karbondioksiti ormanlar aliyor. Sadece ormanlar degil sulak alanlar, makilikler gibi yani dogal bitki örtüsüne sahip ekosistemler oluyor. Bunlari mutlaka korumamiz ve alanlarini genisletmemiz gerekiyor. Bunun haricinde biz ne yaparsak yapalim, birdenbire yani o önlemleri aldiktan sonra sicakliklarin yeniden eski haline gelmesi uzun yillar alacak. Iklim degisikliginin en çekindigimiz boyutu asiri hava olaylarina neden olmasi. Bunlarin yani bu asiri hava olaylari dedigimiz olaylar seller, taskinlar, firtinalar, siddetli yagislar, kurakliklar, orman yanginlari, heyelanlar, çiglar gibi çok boyutlu. Bunlarin sikliginda, siddetinde, süresinde artislar bekliyoruz. Bizlerin bunlara karsi hazirliklar yapmamiz gerekiyor. Bunlara da iklim degisikligine uyum çalismalari diyoruz."

Türkiye'de son üç yildir ciddi bir kuraklik yasandigini hatirlatan Tolunay, su kaynaklarinin çok iyi korunmasi gerektigine dikkati çekti.