Lavaboya dökülen atik yaglar karistigi su kaynagindaki oksijeni de tüketiyorGökhan Zobar- Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek: - "Bu yaglar ayni zamanda suyun yüzeyinde bir tabaka olusturur, oksijen geçisini engeller. Diger yandan su içindeki bitkilerin ürettigi oksijenin yukari çikmasi engellenir"

Lavaboya dökülen atik yaglar karistigi su kaynagindaki oksijeni de tüketiyorGökhan Zobar- Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek:
- "Bu yaglar ayni zamanda suyun yüzeyinde bir tabaka olusturur, oksijen geçisini engeller. Diger yandan su içindeki bitkilerin ürettigi oksijenin yukari çikmasi engellenir"

EDIRNE (AA) - Trakya Üniversitesi (TÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, lavaboya dökülen atik yaglarin, karistigi su kaynagini kirletmesinin yani sira suyun üzerinde olusturdugu tabaka nedeniyle sudaki oksijeni de tükettigini söyledi.

Prof. Dr. Elipek, Edirne Saglik Müdürlügünce 22 Mart Dünya Su Günü etkinlikleri kapsaminda Tarim ve Orman Il Müdürlügü Toplanti Salonu'nda düzenlenen konferansta, dünyadaki su varliginin yüzde 97'sini okyanus ve denizlerdeki tuzlu sularin olusturdugunu ifade etti.

Geriye kalan yüzde 3'lük tatli su miktarinin yüzde 70'inin buzullarda donmus olarak bulunduguna dikkat çeken Elipek, "Geriye kalan az bir miktar, insanlarin kullanabilecegi sekilde. O yüzden su kaynaklarini çok verimli kullanmaliyiz." dedi.

Elipek, insanlarin çöp ve atiklari bilinçsiz bir sekilde bertaraf ettiklerini, bu durumun çevreyi ve su kaynaklarini kirlettigini dile getirdi.

Lavaboya dökülen atik yaglarin suyu kirlettigini belirten Elipek, bunun yaninda pek çok olumsuzluga da neden oldugunu vurguladi.

Atik yaglarin karistigi su kaynaklarinin, insan ve çevre sagligina zarar verdigini aktaran Elipek, sunlari kaydetti:

"Lavabodan dökülen 1 litre atik yag, 1 milyon litre suyu kirletmekte. O dökülen yag parçalanip gitmez. Suyun temizleme kapasitesi vardir ancak yagi temizleyemez. Bu yaglar ayni zamanda suyun yüzeyinde bir tabaka olusturur, oksijen geçisini engeller.

Diger yandan su içindeki bitkilerin ürettigi oksijenin yukari çikmasi engellenir. Hatta günes isiginin suya girmesini engelledigi için fotosentezin de önüne geçer. Bu durum, tamamen su kaynagini kullanilamaz hale getirir."

Konferansa Il Saglik Müdürü Ishak Yildirim, Edirne Belediye Baskan Yardimcisi Ertugrul Tanrikulu, DSI 11. Bölge Müdür Yardimcisi Mustafa Meftun Çaglar, köy muhtarlari ve vatandaslar katildi.