Türkiye'nin BM Büyükelçisi Begeç, Kur'an-i Kerim'e yönelik saygisizliklari kinadi:Muhammet Ikbal Arslan- "Ifade özgürlügü, irkçiliktan hüküm giymis kisilerin kutsal kitaplari yakmasina, dini nefreti yaymasina, ayrimciligi, düsmanligi ve siddeti tesvik etmesine izin vermemelidir"

Türkiye'nin BM Büyükelçisi Begeç, Kur'an-i Kerim'e yönelik saygisizliklari kinadi:Muhammet Ikbal Arslan- "Ifade özgürlügü, irkçiliktan hüküm giymis kisilerin kutsal kitaplari yakmasina, dini nefreti yaymasina, ayrimciligi, düsmanligi ve siddeti tesvik etmesine izin vermemelidir"

CENEVRE (AA) - Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Güven Begeç, Kur'an-i Kerim'e yönelik saygisizliklarin devam etmesini kinadiklarini bildirdi.

Begeç, BM Insan Haklari Konseyinin 54. Oturumu kapsaminda düzenlenen "Ayrimcilik, düsmanlik veya siddeti tesvik eden dini nefretin temel nedenleri ve insan haklari üzerindeki etkileri" baslikli interaktif diyalog oturumunda konusma yapti.

BM Insan Haklari Yüksek Komiseri Volker Türk'e yaptigi güncelleme konusmasi nedeniyle tesekkürlerini ileten Begeç, bölünme politikalari, çifte standartlar ve kutuplasma konusundaki kaygilari paylastiklarini kaydetti.

Begeç, "Kisisel ve Siyasal Haklar Uluslararasi Sözlesmesi (ICCPR), BM Insan Haklari Konseyinin 53/1 sayili karari ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesi içtihadina ragmen Kur'an-i Kerim'e yönelik saygisizligin devam etmesini siddetle kiniyoruz. Ayni dogrultuda, ulusal ve dini sembollere yönelik alçak saldirilari da siddetle kiniyoruz. Ifade özgürlügü, irkçiliktan hüküm giymis kisilere kutsal kitaplari yakmasina, dini nefreti yaymasina, ayrimciligi, düsmanligi ve siddeti tesvik etmesine izin vermemelidir." dedi.

- "Islam düsmanliginin yükselisi, bagnazligin yükselisiyle yakindan baglantilidir"

Tüm uluslararasi insan haklari sözlesmeleri uyarinca haklarin kötüye kullanilmasinin yasak oldugunu ve ifade özgürlügünün mutlak olmadigini da hatirlatan Begeç, söyle devam etti:

"Arka planda irkçiligin, yabanci düsmanliginin ve Islam düsmanliginin yükselisi, siyasi yasamin her kesiminde bagnazligin yükselisiyle yakindan baglantilidir. Her türlü nefreti ve irkçiligi herhangi bir bahaneyle normallestirmek hukuki, siyasi ve ahlaki açidan kabul edilemez. Ilgili tüm ülkeleri, uluslararasi insan haklari hukuku kapsamindaki yükümlülüklerini yerine getirmeye, bu eylemlerin faillerine karsi gerekli önlemleri almaya ve bölücü, kutuplastirici, toplumsal barisi hedef alan olaylarin tekrarini engellemeye çagiriyoruz."