Bakan Ersoy, 3. Uluslararasi Medya ve Islamofobi Forumu'nda konustu:Eda Özdener- "Biz ilkesel bir tutum içindeyiz. Kimsenin kutsalina, inancina hakaret etmeyi kabul etmedigimiz gibi bizim inancimiza hakaret edilmesine de izin veremeyiz. Bizim bu konudaki tavrimiz nettir. Kutsala hakaret bir nefret suçudur, irkçiliktir, hastalikli bakis açisinin yansimasidir"- "Üniversitelerimizde Islamofobi, oryantalizm, sömürgecilik, postkolonyalizm gibi alanlarda evrensel bir bakis açisiyla, daha yogun çalism
ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakani Mehmet Nuri Ersoy, "Biz ilkesel bir tutum içindeyiz. Kimsenin kutsalina, inancina hakaret etmeyi kabul etmedigimiz gibi bizim inancimiza hakaret edilmesine de izin veremeyiz. Bizim bu konudaki tavrimiz nettir. Kutsala hakaret bir nefret suçudur, irkçiliktir, hastalikli bakis açisinin yansimasidir." dedi.
Ersoy, ATO Congresium'da düzenlenen "3. Uluslararasi Medya ve Islamofobi Forumu"nda yaptigi konusmada, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in bu konuda ortaya koydugu bakis açisini bir kez daha hatirlatarak, Islamofobi'nin ilk dönemlerde "Islam korkusu" seklinde tanimlandigini belirtti.
Cumhurbaskani Erdogan'in gerek yurt içi gerekse yurt disindaki toplantilarda ifade ettigi üzere artik bir Islam korkusundan degil "Islam nefreti"nden bahsedilebilecegini vurgulayan Ersoy, bu konuda çalisan bilim insanlarinin forumda konuyu hem pratik hem de teorik olarak derinlemesine ele alacagini anlatti.
Bakan Ersoy, sözlerini söyle sürdürdü:
"Ancak konunun bizim açimizdan nasil göründügünü sizlerle paylasmak istiyorum. Bildiginiz gibi özellikle Bati akademilerinde israrli bir sekilde Islamofobi'nin Islam korkusu anlamina geldigi vurgulaniyor fakat dünyanin farkli cografyalarinda bu alanda yapilan çalismalar bunun siradan bir korku olmadigini, yasananlarin bir nefrete dönüstügünü ortaya koymaktadir.
Bu açidan konunun en dogru sekilde anlasilmasi için öncelikle tanimin dogru yapilmasi gerekmektedir. Bu konuda Bati dünyasinin dayatmasini asla kabul edemeyiz. Sorunun hem adini koyma ve hem de içerigini belirleme hakki asla sadece bir tarafin olamaz. Hele ki sorunun dogrudan muhatabi bizlersek elbette bu konuda bizim de söz söyleme hakkimiz sonuna kadar mevcuttur."
- "Islamofobi Islam korkusu degil Islam nefreti demektir"
Ersoy, Avrupa merkezci bir anlayisla Bati'nin büyük bir bölümünün kendisini efendi, karsisindaki toplumlari ise köle olarak konumlandirarak diledigi gibi tanimlama hakkini kendinde gördügüne isaret ederek, "Bu üstenci tavri reddediyor ve meselenin dogru anlasilmasi açisindan kendi tanimlarimizi gelistirmenin ne kadar önemli oldugunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu açidan Islamofobi, Islam korkusu degil Islam nefreti demektir." degerlendirmesinde bulundu.
Bati dünyasinda Islam nefretinin tek bir noktadan üretilmedigini, sadece asiri sagci siyasi partilerin politik alanda ürettigi bir nefretten söz edilemeyecegini vurgulayan Ersoy, uzun yillar dünya sinemasina yön veren Hollywood'un bu alginin olusmasinda önemli bir rol üstlendigine dikkati çekti.
Ersoy, Bati medyasinin Müslümanlari siddeti savunan, insan haklarina saygisi olmayan, dünyanin en tehlikeli insanlari olarak sundugunu, Müslümanlara karsi irkçi bir dil gelistirdigini, göçmenlerin arasinda hiyerarsi olusturuldugunu söyledi.
- "Bu samimiyetsizligi kabul etmemiz mümkün degil"
Dijital dünyada, sosyal medyada Müslümanlarin aleyhine profesyonelce içerikler olusturuldugunu, bunlarin kisa sürede milyonlara ulastirildigini, kitlelerin adeta Islam'in aleyhine bir kampanyanin parçasi haline getirildigini ifade eden Ersoy, söyle konustu:
"Ancak Bati cografyasinda, üniversitelerinde, medyasinda antisemitizm olarak kabul edilen Yahudi karsitligi bir suç olarak kabul edilirken Islam'a ve Müslümanlara dönük tüm hakaretler ifade özgürlügü olarak kabul ediliyor. Bu samimiyetsizligi kabul etmemiz mümkün degil. Buradan bir kez daha söylüyorum, bizim açimizdan ne Yahudilige ne Hiristiyanliga ne de Islam'a ve bu dinlerin kutsallarina hakaret mazur görülemez. Dine, kutsala, toplumlarin inançlarina hakaret etmek, alay etmek bir ifade hürriyeti degildir. Antisemitizm nasil bir insanlik suçu ise Islam korkusu adi altinda yürütülen Islam düsmanligi da ayni sekilde bir insanlik suçudur."
Bakan Ersoy, kisa bir süre önce Kur'an-i Kerim'e dönük saldirilarda ayni samimiyetsizligin ve ikiyüzlülügün bir kez daha görüldügüne isaret ederek, bu saldiriya "ifade hürriyeti" diyenlerin Tevrat'a dönük saldiriyi antisemitizm baglaminda bir suç olarak görüp izin vermedigini belirtti.
Ersoy, sunlari kaydetti:
"Tüm bu yasananlari gördükten sonra halen bizim Islamofobi'yi, Islam nefreti olarak degil de Islam korkusu olarak görmemizi kimse beklemesin. Biz ilkesel bir tutum içindeyiz. Kimsenin kutsalina, inancina hakaret etmeyi kabul etmedigimiz gibi bizim inancimiza hakaret edilmesine de izin veremeyiz. Bizim bu konudaki tavrimiz nettir. Kutsala hakaret bir nefret suçudur, irkçiliktir, hastalikli bakis açisinin yansimasidir."
- "Bazi alanlar arasindaki iliskileri net sekilde ortaya çikarmaliyiz"
Kültür ve Turizm Bakani Ersoy, bu sorunlar çerçevesinde bakildiginda çalismalari daha da genisleterek, diger konularla, disiplinlerle iliskilendirip sürdürmek gerektigini vurgulayarak, "Bazi alanlar arasindaki iliskileri net bir sekilde ortaya çikarmaliyiz. Üniversitelerimizde Islamofobi, oryantalizm, sömürgecilik, postkolonyalizm gibi alanlarda evrensel bir bakis açisiyla, daha yogun çalismalar yapmak hatta daha kurumsal yapilar insa etmek zorundayiz. Gerekiyorsa enstitüler kurup spesifik olarak bu alanlara yogunlasmaliyiz." seklinde konustu.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun bu organizasyonla önemli bir çalisma gerçeklestirdigini dile getiren Ersoy, emegi geçen tüm kurumlara tesekkürlerini sundu, forumun amaç ve hedeflerine en iyi sekilde hizmet etmesini diledi.